Eyvah Çocuğum İç Ortam Jenerasyonu

Gösterişli evler, postmodern tasarımlı mobilyalar, işleri kolaylaştıran pratik elektronik aletler, gün ışığı yerine önümüze sunulan binlerce tonda yapay ışık ve tüm bunlarla fütüristik bir bakış… Yani aslında dışarıdan bakıldığında kusursuz bir manzara. Ve biz bu dört duvar arasını öyle benimsedik ki içeride kalmamızı meşrulaştıracak ne çok sebebimiz var. Yemeğimizi pişirip yiyor, spor yapıyor, duşa giriyoruz. Telefon, bilgisayar ve belki televizyon karşısında saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyor bazen de masa başında dakikalarca proje çalışıyor, kitap okuyoruz. Yorgunluk bizi dürttüğünde ise havasız kaldığımızı hissediyor büyüleyici oda kokuları, spreyler ve mumların imdadımıza yetişmesini bekliyoruz. Senaryoda her şey öyle bütünleşik kaldı ki özümsemek zor olmadı. Hatta yanlış olan bir şey dahi görmek mümkün değil. Ta ki yorgun uyanılan sabahlar, sebepsiz kronikleşen ağrılar, yersiz kaşıntı ve hapşırık krizleri, depresif durumlar çığrından çıkana dek…

Peki siz bulunduğumuz bu kapalı iç ortamların dışarıya göre 5 kat daha kirli olduğunu duymuş muydunuz? Özellikle de toksik maddelerin en çok çocuk odalarında olduğunu biliyor muydunuz? Duvar kağıtları, renkli kalemler, yumuşacık peluş oyuncaklar, plastik yüzlerce parça… Çocuklar hava kirliliğinin olumsuz etkilerine, erişkinlere göre daha fazla duyarlıdır. Çünkü alveollerin %80’i postnatal olarak oluşur ve akciğerlerin tam gelişimi 6- 8 yaşına kadar devam eder. Çocukların dakikadaki solunum sayılarının daha hızlı olması ve fiziksel aktivitelerinin fazlalığı nedeniyle erişkinlere kıyasla daha fazla solunumsal toksik maddeyle karşılaşırlar. İç havada yüksek seviyede bulunan partiküllerin astım ataklarını tetiklemesi, çocuklar üzerindeki astım riskini artırır. Amerikan Çevre Koruma Ajansının (EPA) verilerine göre okul çağındaki hemen hemen her on üç çocuktan birinde astım görülmekte ve bu oran okul öncesi çağdaki çocuklarda diğer gruplara göre daha hızlı artış göstermektedir. İç hava kirleticilerine maruz kalan bu çocuklarda ne mi oluyor? Zamanla belli bir konuya odaklanma kabiliyeti azalıyor, hafıza sorunları gelişiyor ve tüm öğrenme ve öğretme süreçleri zarar görüyor.

Çocuklar kirli havanın % 90’nın filtre edildiği burun yerine ağızdan soluk alıp verdikleri için kirli hava doğrudan akciğerlere gidiyor. Hava yolları erişkine göre göre daha dar olduğundan tıkanma için daha az yangı ve uyaran yeterli olduğundan iç ortamda yer alan toksik etkilere hem daha fazla maruz kalıyorlar hem de bu toksik etkilerden daha çok etkileniyorlar. DSÖ raporuna göre dünya nüfusunun %40’ından fazlası, ki buna 15 yaş altı 1 milyar çocuk da dahildir, yüksek seviyelerde ev içi hava kirliliğine maruz kalmaktadır. Büyük şehirlerde, bir köy nüfusunun bir binaya sığdırıldığı yerlerde oturan, doğduğu günden itibaren günün büyük bir bölümünü kapalı alanlarda, doğadan uzak geçiren, meyvenin ve sebzenin manavdan ve pazardan geldiğini zanneden bu çocukların artık birbirleri ile tıpa tıp aynı sağlık sorunlarını yaşadıklarının farkında mısınız?

Eskinin çocuk yetiştirme metotlarına göz attığınızda, mekanın çocuklar için ne kadar önem arz ettiğini hemen göreceksiniz. Örneğin Osmanlı’da sadece saray hayatında değil, şehirde konak hayatı veya köy hayatında evlerin avlu, bahçe ve duvarları geniş tutularak çocuklara ferahlık sağlamaya çalışıyorlardı. Başlıkta Eyvah demişken henüz bitmemiş bu senaryonun devamının nasıl yazılacağı size kalmış. Sağlıklı yarınlar yetiştirebilmek için biran önce iç ortam hava kirliliğinin kaynağını azaltacak veya ortadan kaldıracak, etkisini en aza indirecek adımlar atmakta geç kalmayın.

 

Ürün ve hizmetlerimiz ile ilgili ayrıntılı bir arama gerçekleştirebilirsiniz.

Site kullanım dilini seçiniz.

You can conduct a detailed search of our products and services.